2 Eylül 2009 Çarşamba

Çeşmeden akan sahipsiz bir suyum
Gelenin geçenin bir damla huzuruyum
Saçarım kendimi gönlümce,sırrım umut
Avunurum ellerin altında,tutunurum parmaklarında
Çok yara görürüm saklanmış avuçlarında
Bir çocuk gelir oynar akışımla
Ağzını dayar içer kana kana
Annesi çağırınca,kaçar dört bir nala
Bakarım ardından,giden yaramaza
Daha çok akarım hüznümden
Tutamadığım ne çok şey varmış
Kısmetim doğarken kapanmış
Hüznümü bir kadın alır alımıyla
Kendinden emin bakışlarıyla
Aşka çevirir sarı saçlarıyla
Daha bir düzgün akarım
Onu kandırmaya çalışırım berraklığımla
Karıştırır aklımı şeytanlığıyla
Verir perçemini gider hatırasıyla
Salına salına akarak,aşk acısını
Oynatırım en güzelinden
Biri durur önümde
Bakmaz bile serinliğime
Aklı,kaçanın haşmetinde
Ses veririm,ben sana yeterim
Duymaz ruhu başkasının şerbetinde!
Ama yine de kalır bir süreliğine
Yeter bana yarınsız sevdalar...
Aslını yaşayamam durana kadar
Akışkanlığımı satarım bir dilenciye
El açmayı öğrenirim tanrının hikmetine
Kabul etmez beni seferine
Kabir azabı verir hinliğime
Ters akarım kızgınlığımdan
Şeytan gelir azgınlığından
Aklımı çeler kıskançlığından
Korkarım sonrasından
Akmam bir daha yalancıktan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder