11 Eylül 2009 Cuma

Sadece evlat kokusu mu?
Bir ananın yok mudur dokusu
İki can bir can etmez
Ama ettirmişler
Adına ana evlat demişler
Farklı söyleyeni
Sen ana bilmezsin ki
Nerden bilirsin demişler
İlla doğurmalıymış
Kan hesabı yolu açarmış
Ya başka kandan bir can
Ana bellemek isterse dışardan
Alırmısın koynuna,doğurduğun gibi
Canına katarmısın pahasına
Varsın;
Bir gece düşmesin rahmine
Zevkten dört köşe
Aylarca dolaşmasın seninle
Karnını acıktırmasın
Yoklamasın canını
Doğarken acıtmasın kasıklarını
Sıçan gibi halini hatırlamayasın
Gecelerce ciyaklamasını
Benzemesin ne sana
Ne de babalığına
Elleri,ayakları, yüzü
Başkasına ait olsun
Huyunu almasın senden
Bu mudur anayı evladına hapseden
Eti tırnağı bir olanları da görürsün
Kıyar mı kıyar anasına babasına
Kimse sövmez yaptıklarına
Aynı şeyi evlatlık yaptığında
Döşerler kansızlığına;
Kimbilir kimden almış canavarlığına
Bütün çocuklar sizin ey analar
Hele ortada kalmış olanlar...
Bir çocuk terkedilmişse yazgısına
Sıraya girmeli analığa
Bağrına basıp ninni söylemeli
Ayırmamalı diğerinden
Üzerine titremeli,canı yandığında canın yanmalı
Hastalandığında kahrolunmalı
Büyüdüğünü izlemeli gururla
Emeğinin karşılığını beklemeli tanrı’dan
Hep bir boşluk duygusu vardır ya
Nasıl tamamlayacağını bilmediğin;
Bir cana yoldaş olmak,kapatır boşlukları
Senden olmadan da, ana baba olmak
Asıl maharet yaşamı toparlamak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder